Ebeveynlerin Çocuklarıyla Sağlıklı ve Etkili İletişimi
Çocuğunuzla ilgilendiğinizi, ihtiyacı olduğunda yanında olduğunuzu ona yardım edeceğinizi bilmesini sağlayın.
İdeal dinleme ortamı sağlanmalıdır.
Müsait olmadığınız anlarda çocuğunuza bu durumu anlatınınız. Sonradan dinleyeceğinizi belirtiniz ve sonrasında mutlaka dinleyin.
Konuşmak için kimsenin olmadığı, sakin bir yer seçerek, konuşmalarınızı özel tutun.
Başka insanların önünde utandırıp güç duruma düşürecek konuşma üslubundan uzak durunuz.
Beceriksiz, geri zekâlı, tembel, senden bir şey olmaz vb. aşağılayıcı kişiliğini zedeleyici sözlerden uzak durunuz. Bu durum çocuğunuzun ergenliğe girmesiyle birlikte size diklenen, kavga eden, problemli davranışları olan bir yetişkine dönüşmesine neden olabilir.
Çok sinirli, yorgun, halsiz vb. durumlarda konuşmanızı erteleyerek daha sonra yapınız.
Çocuğunuz sizinle konuşmaya çalıştığı zaman uğraştığınız işi bırakıp çocuğunuzla iletişim kurunuz.
Çocuğunuzla göz teması kurarak, yaşı küçük çocuklarınızın boy hizasına inerek veya siz onu kendi boy hizanıza çıkararak konuşmayı başlatınız. Çocuğunuzun Hem kendisinin değerli olduğunu hissedecek hem de somut bir şekilde göstermiş olacaksınız.
Konuşmalarınızı “sen dilinden” yapmayınız “ben dilini” tercih ediniz. Örn: “bardağı yere attığın için çok endişelendim. Sana bir şey olmasından korktum” demek çocuğun yaptığı davranışı sorgulamasını sağlar. Ama “neden bardağı attın. Bak kırıldı senin yüzünden” gibi bir cümle kurmak çocuğumuzu suçlayıcı bir ifade olur. Bu da çocuğu daha da hırçın yapabilir. Sorunların büyümesine neden olabilir.
Çocuğunuzun da bir birey olduğunu unutmayın. Onun da düşüncelerini saygıyla karşılayın.
Haksız olduğu anlarda bile kendini savunmasına, anlatmasına izin verin. Kendi duygu ve düşüncelerini ailesine karşı anlatamayan çocuk yetişkinlik yıllarında doğru pasif karakterde, çekingen, içine kapanık, kendini ifade edemeyen bireylere dönüşmeye başlayacaktır.
Duygularını, düşüncelerini özgür bir ortamda bunu her zaman söyleme hakkı olduğunu bilmelidir.
Kendisini rahatlıkla ifade edebilen bir çocuk yetiştirmek için öncelikle çocuğunuzu dinlemeli ve düşüncelerini her ortamda ifade edebilmesine izin verilmelidir. Tabi ki saygı çerçevesi doğrultusunda.
Kural koyarken ailecek, çocuklarınızla birlikte oluşturunuz.
Hareketli çocuklarınız için gün içerisinde onlara sorumluluklar vererek hareketliliklerini kullanacakları bir aktivite oluşturmuş olacaksınız. Böylelikle hareketliliği problem olmaktan çıkmış olacak. Bu da anne babalara çocuklarıyla sağlıklı etkileşim kurmalarını sağlamış olacaktır.
Çalışan ebeveynler akşam eve geldiklerinde, çocuklarıyla vakit geçirmek, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılama isteği içerisinde oluyorlar. Bazen çocuğunuz kolunuzdan tutup sizi oyuna çekiştirmek istiyor, sizde bağırarak “ öf yeter, daha yeni işten geldim, bir bırak yakamı” gibi olumsuz duygu içerikli cümlelerde bulunabiliyorsunuz. Şöyle bir ifade size yardımcı olabilir: “ kızım/oğlum şu an çok yorgunum. Evet, benimle oyun oynamak istiyorsun bunun farkındayım. Bende seninle oyun oynamak için sabırsızlanıyorum. Ama şu an işten yeni geldim. 30 dk- 15 dk- yemekten sonra vb. belirterek sonrasında seninle oynayacağım.” Demeniz çocuk ve yetişkin arasında oluşabilecek olumsuzlukları engellemiş olacaktır.
Söz verdiğiniz şeyleri unutmayın. Bu çocuğunuzun size olan güvenini zedeler.Kurallara uymadığında uyarın. “bunu yapmamanı söylemiştim. Koyduğumuz kurala uymadığını görüyorum. Bir daha uymadığında kendi seçimini yapmış olacaksın. Yaptığın seçime göre sonuçlarına uyman gerekecek.” Gibi bir cümle kurabilirsiniz.Bağırmadan da iletişim kurmanın diğer bir koşulu da çocuğumuzun yaşını ve gelişim özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Gelişimsel olarak “ tuvalet alışkanlığı kazandırmayı” planladığınız bir dönemin genel özelliklerini bilmezseniz çocuk ve çocuğa bakan kişi arasında gerginliklerin oluşması an meselesidir.
Özellikle anne babalar çocuklarıyla sağlıklı etkileşim kurabilmeleri için 0-18 yaş arası çocuklarının gelişim özelliklerini, duygularını anlamaya çalışmaları, onlar için sorun gibi gözüken bir durumun; kendilerince devlet sorunu olduğunu unutmayınız. Sakin, anlayışlı bir şekilde konuya yaklaşmamız önemlidir. Aksi durumda çocuklarınızla aranızda “bağıran anne/baba” figürü oluşturmuş olacaksınız.
Çocuğunuz sizinle işbirliğine girmiyorsa çoğunlukla “ben de bir bireyim ve isteklerim var, siz de beni anlayın. Beni anlamıyorsunuz” demeye çalışıyordur. Bağırdığınız, kızdığınız durumlarda bunu göremezsiniz.
“Nasıl olsa anlamaz” düşüncesini savunuyorsanız bir an önce bu düşünceden vazgeçin. Söylemek istediklerinizi yaşını ve gelişimini düşünerek sade, yalın, net cümlelerle söylemenizi öneririm.
“hayır” kelimesini açıklamasıyla birlikte veriniz. Sadece “hayır” tuzsuz bir yemek gibidir. Tadı yoktur, anlamı yoktur. Bu da ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı etkileşim kurmalarını olumsuz etkileyen önemli bir sorundur. “Örneğin 10 yaşındaki çocuğunuz yan komşunuzdaki yakın arkadaşında kalmak istiyor. Siz de izin vermek istemiyorsunuz. “hayır” deyip kestirip atmanız çocuğunuzu sinirlendirecektir. Bunun yerine, göz kontağı kurarak “bu akşam olmaz. Çünkü yarın okul var ve arkadaşınla aynı okula gitmiyorsunuz. Hafta sonu olduğunda kalabilirsin ” diyebilirsiniz.
Çocuğunuzla iletişim kurarken çok sabırlı olmalısınız. Özellikle büyümeye başladıkları, özgürlüklerini ilan ettikleri, bende bir bireyim dedikleri dönemlere girdiklerinde “bağırmak, kızmak” hiçbir işe yaramayacak. Sadece ortamdaki gerginliği biraz daha arttırmış olacaktır. Örn: “2 yaş sendromu” dediğimiz 1,5 ile 3 yaş arasını kaplayan bu sürece dikkat etmenizi öneririm. “2 yaş sendromu” başlıklı yazımızdan bu dönemi daha ayrıntılı öğrenebilirsiniz.
3-6 yaş arasındaki bir çocukla iletişim kurarken sabır önemlidir. Örneğin akşam saatinde bir arkadaşının evine oynamaya gitmek istiyor ve ağlıyor, bağırıyor gitmek için ve siz gitmesine izin vermediniz. “Arkadaşına gitmek istediğini biliyorum ve şu an gidemediğin için üzgünsün ama bana biraz daha iyi davranmalısın. Oyun oynamak istediğini görüyorum, başka bir fikrin var mı? Belki arkadaşına yarın gidebiliriz”.
Yine aynı yaş grubunda genellikle inatlaşma ve kötü sözler söyleme hatta zaman zaman vurma davranışı sergileyebilirler. Bunlarla başa çıkarken çocuklarınızın beyin gelişimine destek olmak için “O sözleri söylemiyoruz, böyle konuşmanı istemiyorum sana kaç defa söyledim” yerine “Kızgın olduğunu görüyorum, kızgınlığını daha farklı kelimeler kullanarak söylemeyi deneyebilir misin?” gibi bir cümle “bağırmak, kızmaktan” çok daha işe yarayacaktır.
Sabredip bir anda patlamalardan uzak durun. Çocuğunuzla aranızda gerginliklerin oluşmasına, çocuğunuzun üzülmesine sebebiyet verebilecektir. Uzun süre sabretmek yerine, sorunun yaşandığı ilk an da çocuğunuzun anlayacağı şekilde cümle kurarak durumu bir kere ifade etmeniz yeterli olacaktır.
Çocuklarınız, her şey de olduğu gibi ebeveynlerinin öfkeyle başa çıkma yollarını kendilerine örnek alırlar. Ebeveyn olarak bağırmanız, hakaret etmeniz, sinirlenmeniz, vurmanız çocuğunuzun öfkeyle başa çıkma yollarını şekillendirmiş olacaktır. Lakin sizin sakin kalmanız onların da bir süre sonra öfkelerinin azalmasını, sakinleşmelerini sağlayacaktır.
Ayrıca; ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı ve etkili etkileşimi için:
- Çocuğunuzun dikkatini çekin.
- Talimat verirken, tüm dikkatinin sizin üzerinizde olduğundan emin olun.
- Konuşurken televizyonu, radyoyu, müziği kapatın.
- İsmiyle seslenin. “hey koca kafa, havuç, sırık” gibi ifadelerle çocuklarınızı çağırmayın.
- Yaşı küçük çocuklarınıza nazikçe dokunarak göz teması kurmaya çalışın. Dikkatini bu şekilde size vermesini sağlamış olacaksınız.
- Konuşurken gözlerinin içine bakın.
- Anlaşılır, net, sade bir şekilde, bağırmadan konuşun.
- Olumlu cümleler kurmaya çalışın. “Kardeşinin saçını çekmeyi kes yerine, kardeşinin saçını çektiğin için onun canı yanıyor olabilir” böyle bir cümle “saçını çekme” demek oluyor.
- İlgisiz bırakmayın. İlgisizlik içinde büyüyen çocuk bir süre sonra yanlış davranışlar sergilemeye başlayacak ve bu yanlış davranışlar sonucunda anne babasının ona bağırdığını fark eden çocuk; yanlış davranışlarda bulunmaya başlayacak ve “yanlış ilgi” odağı altında büyümeye başlamış olacaktır.
- Nasıl hissettiğinizi açıkça söyleyin
- Çevreyle kurulan sağlıklı iletişim, çocukların özgüvenlerinin artmasına ve sağlıklı kişilik gelişimlerine yardımcı olacaktır.
- Bağırmak bir iletişim yöntemi değildir.
- Bağırmak hem çocuğun eğitimi için hem de çocuğun gelişimi için sağlıklı bir yöntem değildir.
- Çocuklara bağırmak farklı duygu durum bozukluklarını tetikleyebiliyor. Ör: korku, kaygı, hırçınlık, dürtü bozuklukları…
- Sevgiyle büyüyen bir çocuk yaşama karşı çok daha güçlü durur.