Filial terapi ebeveyn ve çocuk ile beraber uygulanan, çocuğu anlamaya yönelik içeriklerin bulunduğu bir terapi yaklaşımıdır. Çocuk ile oyun oynayan anne ve baba çocuğun iç dünyasını anlayabilmeyi, onu tanıyabilmeyi, ne ifade etmek istediğini anlar ve şekillenir. Buradaki başlıca hedef oyunu kullanarak ebeveyn çocuk ilişkisini güçlendirmektir. Filial Terapide anne ve baba çocukları ile geçirdikleri bu zamanı nasıl değerlendireceklerini öğrenirler. Çocuğun oyun dilini kavrar ve ihtitacına yönelik bir iletişim şekli geliştirmiş olur. Filial terapi ebeveynleri çocuklarıyla birlikte çocuk merkezli oyun terapisi yürütmesi için eğitir. çocukların ait olduğu birincil ve en temel sistem ailedir. Bu sebeple çocuk terapiye getirildiğinde aile bu dinamikten ayrı düşünülemez. Çocuk merkezli tüm terapi ekollerinde aile rol oynasa da Filial Terapinin farkı ebeveynlerin terapötik ilişkide başlıca görev alan bir yere konumlanmasıdır.
Filial terapistler eğitmen görevindedir denebilir, ebeveyni çocuğa oyun terapisi gerçekleştirmeleri hususunda eğitir. Başlangıç yeri klinik olup daha sonra eve taşınan bu eğitim süreci terapistin gözlemi eşliğinde devam eder ve son aşama olarak da ebeveyn ve çocuk arasında seanslarda gelişen ilişkinin ve ebeveynin kazandığı ebeveynlik becerisinin günlük yaşantıya aktarılması beklenir. Filial terapini başlıca amacı çocuk ve ebeveyn arasında sağlıklı bağlanmalar geliştirmektir. Filial terapistler yapılandırılmış bir sistem içinde ebeveynin ve çocukların duygusal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ve olan hal ile kabul ederek ki bu insanın yaşı kaç olursa olsun en temel iki ihtiyacından biridir diğeri ise anlaşılmaktır. Filial terapistler ebeveyn ve çocuğu kabul edilmiş ve anlaşılmıl hissettirmeye özen gösterir. Bu düzeni aile içine de aktarmak isterler ve ebeveynleri çocukları için güvenli bir üs haline getirmeye gayret gösterirler. Ebeveyni tarafından anlaşılmış, kabul görmüş ve değerli hissettirilmiş bir çocuk bulunduğu ortamda kendini daha güvende hisseder ve sağlıklı bağlanma geliştirmeye olan yatkınlığı artar.
Ele alınan konu özelinde insan denen varlığın içsel ihtiyaçlarına bakıldığında kabul ve anlayışın yeterlilik ve değerli hissetme kavramlarına etkisi yetişkinlik yaşamı için çok önemlidir. Çocuk bu kavramları sözel olarak değil oyun içinde ifade edebilir, yetişkinliğe geldiğinde ise o duygunun artık bir adı olur. Bu aşamaya gelmeden önce çocuklarımıza yapacağımız en büyük iyilik aslında onları var oldukları halleri ile kabul edebilmek, çizdikleri yönde onlara rehber olabilmek, yargılanan davranışının aslında bir ihtiyaçtan kaynaklandığını bilebilmek belki kendimize sıklıkla hatırlatabilmek çocuğumuzla aramızdaki ilişkide basamağın bir üst katına çıkarabilecek davranışsal değişimlerdir. Çocuklarımızın zihinlerine her zaman çarpıtma barındırmayan ve kendilerini başka mekanizmaların sözleri ile iç dünyalarında yargılamalarına fırsat vermeyecek tohumlar ekmek dileği ile… Sevgiyle.